KARDEŞ KISKANÇLIĞI VE KARDEŞ REKABETİ İÇİN ANNE BABALARA ÖNERİLER
Kardeş sorunları, neredeyse her yüzyılda ve her ailede olmuştur. Aileler, kardeş sorunları karşısında ne yapacaklarını, ne tepki vereceklerini bilmek isterler. Çoğu aile, çocuklarına eşit davrandıklarını, onları eşit sevdiklerini söyler. Durum gerçekten böyle midir?
Ebeveynler çocuklarının sürekli kavga etmesinden, birbirlerine hakaret ettiklerinden, birbirlerine vurduklarından yakınırlar. Oysa bu kavgaların çocuklar üzerine faydaları da vardır. Kavgalar, çocukların daha dirençli, çevik ve hızlı, zeki, kararlı, başarılı ve kendi duygularını ifade edebiliyor olmalarını sağlıyor olabilir.
Kardeş sorunları genellikle, çocukların, ebeveynlerin ilgisi ve sevgisinin sadece kendi üzerinde olmasını istemesinden kaynaklanıyor. Anne babalar, çocuklara, temel bakım, yaşamda ihtiyaç duyacakları şeyler, birey olma hissi, değer görme arzusu dahil birçok şey sağlıyorlar. Başka birinin varlığı çocuğunuzun gözünde bu ihtiyaçların otomatik olarak daha az verilmesi olarak algılanabilir. Ve böylece çocuklar, en fazlasını almak için kardeşleriyle yarışa girerler.
Ebeveynlerin görevi ise her bir çocuğa değerli ve güvende olduklarını hissettirmek, sevildiklerini göstermek, çocukların bir sorun karşısında uzlaşmalarına ve çözüm yolu getirmelerine yardımcı olmaktır. Bu başlı başına zor bir görevdir. Bu zorlukların üstesinden gelebilmek için, yaptığınız davranışların çocuklarınız üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerini düşünün. Bunları düşünmek size farklı bir bakış açısı kazandıracaktır.
Her çocuğa ayrı değer verildiği, herkesin birey olarak görüldüğü, rekabeti desteklemekten ziyade iş birliğine yatkınlığın artırıldığı, rollere göre davranılmadığı, yaşanan sorunları çözmeye yönelik planlar geliştirildiği bir ailede olmak size zor gibi gelebilir. Fakat bu mümkündür.
Kardeşlerimizle İlişkilerimiz Bugün Kim Olduğumuzu Belirleyen En Önemli Etkenlerdendir!
Ebeveynler, çevrelerinde gördüğü anne babalar gibi davranmazlarsa çocuklarının kavga etmeyeceğini, rekabete girmeyeceğini düşünürler. Fakat bu pek doğru bir düşünce değildir çünkü bazen siz ne yaparsanız yapın çocuklarınız birbirlerine dalaşırlar. Böyle durumlarda kendinizi yetersiz ve çaresiz hissedebilirsiniz.
Çocuklarınızın birbirleriyle çok iyi anlaşmalarını, birbirlerine yardımcı olmalarını isteyebilirsiniz. Bazen bir çocuk daha dünyaya getirirken kardeşine arkadaş olması gerektiğini düşünebilirsiniz. Oysa ebeveynlerin çoğu, kendi kardeşleriyle de rekabet, şiddet, hakaret gibi olaylar yaşamışlardır. Kardeş ilişkileri önemli bir konudur hatta kardeşlerimizle ilişkilerimiz bugün kim olduğumuzun bir parçasıdır.
Kardeşlerinizle farklılıklardan dolayı sorun yaşamak için olan gücün yanı sıra kardeşleri birleştiren bir bağ da vardır. Ebeveynlerin, bu iki güçten iletişim doğmasını sağlamak için yapıcı bir rol oynaması gerekir. Aralarındaki bu farklılıklarla, onları birbirinden uzaklaştırmak yerine birleştirmek hem ebeveynlerin ruhsal sağlığı hem de çocukların ilişkileri açısından çok önemlidir. Çocuklarınızın kavgalarını inceleyin ve not almaya çalışın. Böylece farklılıklarını daha net görebilir ve değerlendirebilirsiniz.
Kötü Duyguları Dışarı Vurma
Çocuklarınızın birbirlerine karşı size zalimce gelen düşünceleri olabilir. Bunlar çocuklarınızı kötü birer çocuk yapmaz. Kendinizi onların yerine koyun ve eşinizi bir başkasıyla paylaştığınızı, eşinizin sevgisinin ve ilgisinin ikiye bölündüğünü düşünün. Siz olsanız nasıl bir tepki verirdiniz? Çocuklarınız bu kızgınlıklarında kendilerine göre haklı değiller mi? Başka birinin varlığı size değersiz hissettirebilir. Çocuklarınızın da siz ne yaparsanız yapın bunu hissedebileceğini unutmayın.
Kavgaların birçok sebebi vardır. Küçük çocuğunuzun duygularını düşünün. Sadece kendinden büyük olana meydan okuyabileceğini kanıtlamak, büyük kardeşine hayran olduğu ama onun kendini istememesinden dolayı yaşadığı üzüntü ve hayal kırıklığından ya da sadece onun kendisinden büyük olmasından kavga çıkarıyor olabilir.
Ebeveynler olarak çocuğunuzun kardeşi hakkında kötü hissedip kötü düşünmemesi gerektiğini söylüyor olabilirsiniz. Çocuğunuz, onun duygularını önemsememeniz ve saçma bulmanız karşısında kendisi hakkında kötü düşüncelere sahip olabilir. Bu duygular karşısında da intikam hırsına bürünüp zarar verebilirler.
Çocuklarınız, yaşadıkları yoğun duyguları ancak dışa vurarak içinden atabilir. Zarar vermek bir çözüm değildir, ebeveynler olarak onların duygularıyla kendilerini ifade etmelerine yardımcı olmalısınız. Çocuklarınızın zarar verici hareketlerini o an durdurmanız gerekir.
Çocuklarınızın şikayetlerini ve söylemlerini saçma olarak nitelendirmek yerine cümlelerindeki duyguları açığa çıkarın, ‘Kardeşinin kalemlerini izinsiz almasına sinirlendin.’ gibi. Kardeşine karşı kullandığı cümlelerden, gerçekte öyle olmasa bile öyle olduğunu hayal etmesini sağlayın, ‘Kardeşinin bizimle olmasını istemiyorsun, bizimle olmasa diyorsun.’ gibi. Çocuklarınızın birbirlerine karşı hissettikleri hoş olmayan duyguların yaratıcılığa dönüşmesini sağlayın. ‘Kötü duygularını kardeşin üzerinde değil, resim üzerinde gösterebilirsin.’ gibi. Çocuklarınıza öfkelerini zarar vermekten ziyade sözcüklerle ifade edebileceklerini gösterin. ‘Kardeşine hakaret edip vurmadan ona kızgın olduğunu cümlelerinle anlat.’ gibi.
Bu becerileri kazanmak size zor gibi görünebilir fakat çocuklarınızın arasındaki ilişkiyi bu becerilerle zamanla değiştirme şansınız var.
Çocuklar, kardeşlerine karşı tek bir duygu hissetmezler. Aynı anda birçok duyguyu yaşayabilirler. Çocuklar duygularını dışarı vururken çoğunlukla sizin yanınızda bunu yapmak isterler. Çocuklarınız kavga ederken sizin de duygularınız olduğunu anlamalılar. Bunun için onlara, şikayetlerini, şikayet defterlerine yazmalarını söyleyebilirsiniz.
Yukarıda örneklendirilen davranışları uygulamak size zor görünebilir. Doğru yerde doğru sözcükleri kullanma kaygısı yaşayabilirsiniz. Ağzınızdan çıkan yanlış bir şeyi düzeltmenin sizin elinizde olduğunu unutmayın.
Çocuklarınız başlarda size uyum sağlayamayabilir ve eski davranışlarına devam edebilir. Bu gayet normal bir davranış biçimidir. Çocuklar, ebeveynlerinin davranışlarına bakarak öğrenirler. Ebeveynlerin davranışlarını, tepkilerini örnek alırlar. Ebeveynler olarak yukarıda örneği verilen uygulamaları uygulamaya başlarsanız, çocuğunuz da zamanla sizi örnek almaya başlayacaktır.
Kıyaslama Rekabeti Arttırır
Çocuklar sizin bir etkiniz olmadan rekabet edebilirler fakat ebeveynlerin kıyaslamalarıyla rekabetler daha da artabilir. Çocuklarınızı kıyaslamak, onları incitmenin yanı sıra onları kötülük yapmaya itebilir. Kıyaslama yapmaya başlayacağınızı hissettiğiniz an kendinizi durdurun. Kardeşinden nasıl söz ederseniz edin, kardeşinin lafı geçtiğinde çocuğunuz kendini kıyaslanmış hisseder. Söylemek istediğiniz şeyi, kardeşini araya sokmadan sadece onun davranışını niteler şekilde söyleyin. Ne isteyip istemediğinizi, hoşlanıp hoşlanmadığınızı, davranışı karşısında ne yapılması gerektiğini söyleyin.
Olumlu kıyaslamalar çocuğunuza kıyaslandığını hissettirebilir. ‘Keşke kardeşin de senin gibi olsa.’ gibi cümleler kurmak çocuğunuzun kardeşine karşı yargı geliştirmesine sebep olabilir. Olumsuz yargılamalar ise çocuğunuzun kendini değersiz hissetmesine ve değersizlik duygusunu kardeşine yansıtmasına neden olur. Çocuğunuz okula geç kaldığında, ‘Okula hep geç kalıyorsun, kardeşin hep zamanında gidiyor.’ demek yerine ‘Okula geç kalmışsın, biraz daha dikkatli olmalısın.’ demek kardeşiyle kıyaslanmamış hissetmesini sağlar.
Rekabet duygusu çocuklarınızı psikolojik olarak etkilemenin yanında fizyolojik olarak da etkilemektedir. Çocuğunuzun yaptığı davranışa tepki olarak iyi bir yorum yaparken, kardeşini de işin içine kattığınız zaman çocuğunuz ona yaptığınız iyi yorumu görmezden gelecektir. ‘Kardeşin bunu çok iyi yapıyor.’ dediğiniz zaman çocuğunuz bunu ‘Ben iyi yapamıyorum.’ olarak algılayacaktır.
Rekabet çocuğunuzu dış dünyaya hazırlamaktan çok değersizlik, yetersizlik duygularına da sebebiyet verir. Çocuklarınız iş birliği ve anlayış içinde kendilerine ve başkalarına saygı duymayı öğrenir, yeterlilikleri ve özgüvenleri gelişir.
Çocuklarınız aynı konu üzerinde yarışa girmeye çalışabilir. Bu yarışa uymak yerine, bunun bir yarış olmadığını kesin bir dille uyarmak gerekir. Karne, ödev gibi durumlarda çocukları ayrı ayrı değerlendirmek onların kendilerini kötü hissetmemesini sağlar.
Çocuklarınıza kıyaslama yapacağınız anlarda, olumsuz davranışı kardeşinin yapmadığından söz etmek yerine sadece çocuğunuzun davranışından söz edin. Çocuğunuzun davranışının size ne hissettirdiğinden ve onun ne yapması gerektiğini ona söyleyin. Çocuğunuzun olumlu bir davranışını öveceğiniz zaman, kardeşinden daha iyi yaptığını söylemek yerine sadece çocuğunuzun iyi yaptığını söyleyin. Ona memnuniyetinizi dile getirin.
Eşit Davranmak Değil, Eşsiz Davranmak!
Çevremizdeki diğer ebeveynler, aile üyeleri ve birçok kişi çocuklarınızı eşit sevmeniz, onlara eşit davranmanız gerektiğini söyleyebilir. Siz de eşitlik konusunda böyle yapmak zorunda olduğunuzu düşünebilirsiniz.
Çocuklar, ebeveynlerine çoğu zaman kimi daha çok sevdiğini ya da diğerleriyle kendinin eşit sevilip sevilmediğini sorar. Ebeveynler de herkesi eşit derecede sevdiğinden bahseder. Fakat eşit sevildiğini duymak, çocuklara yeterince iyi hissettirmez.
Çocuğunuz yemek esnasında kardeşiyle kendisine eşit derece yemek koymadığınızdan yakınabilir. Çocuğunuza otomatik olarak eşit miktarda verdiğinizi söylemek aklınıza gelebilir oysa çocuğunuzun ihtiyaçlarına odaklanmak her zaman faydalı olacaktır. Ona hala aç olup olmadığını ya da biraz daha isteyip istemediğini sorun.
Çocuklarınıza sizleri eşit seviyorum demek yerine, herkesin sizin için çok özel olduğundan, ondan bir tane olmadığından bahsedin. Çocuklarınız onlara eşit zaman ayırmadığınızdan şikayet edebilirler. Biriyle ilgilenirken ona zaman ayırmadığınızdan yakınan çocuğunuzla ilgilenmeye başlamanız, diğer çocuğunuzun bir tercih yaptığınız sonucunu çıkarmasına neden olabilir. Zaman konusunda ortaya çıkan sorunlarda, çocuğunuzun haklı olduğunu ama bunun önemli ve konuşulması gereken bir konu olduğunu, onun için beklemenin zor olduğunu anladığınızı ama diğer çocuğunuzu dinlemeniz gerektiğinden bahsedin.
Çocuğunuza yeni bir şey aldığınızda, diğer çocuğunuz bunu kıskanabilir ve eşit davranmadığınızı söyleyebilir. Böyle durumlarda çocuğunuza duygularını iletin, onu anladığınızı hissettirin. Çocuğunuzun yeni bir çantaya ihtiyacı olduğunu düşünün, diğer çocuğunuz bundan yakındığında ona, ‘Kardeşine yeni bir çanta almamıza üzüldüğünü görebiliyorum. Onun yeni bir çantaya ihtiyacı olduğunu ve senin ihtiyacın olmadığını görmek seni kızdırmış olmalı.’ diyebilirsiniz.
Çocuklarınızdan birini diğerine göre daha çok sevebilir, daha farklı duygular hissedebilirsiniz. Fakat bunu diğer çocuğunuza hissettirecek şekilde davranmanız sorun yaratacaktır. Sorunu çözmeye çocuklarınıza karşı farklı davrandığınızı kabullenmekle başlayın.
Çocuklarınızı eşit şekilde kabullenmek zorunda değilsiniz, çocuklarınıza karşı farklı duygular hissedebilirsiniz. Daha az sevdiğiniz ya da daha az ilgili davrandığınız çocuğunuzu keşfetmeye, onun iyi özelliklerini görmeye çalışın.
Çocuklarınıza vereceğiniz şeyleri eşit miktarda vermeye çalışmayın, ihtiyaçlarını sorup ihtiyaçlarına göre vermeye çalışın. Sevginizi eşit göstermeye çalışmak yerine onlara sizin için özel ve tek olduklarını hissettirmeye çalışın. Zamanınızı eşit vermek için kendinizi yormayın, kimin size daha çok ihtiyacı varsa ona daha fazla zaman ayırın.
Yüklediğimiz Rollerin Kalıcı Etkileri
Çocuklarınız doğduklarından beri onları nitelendirme, bir özellik atfetme ve onları belli bir kalıba sığdırma eğiliminde olabilirsiniz. Çocuklarınızı belli bir kalıba koymak kardeşiyle daha fazla tartışmasına neden olur. Çocuklarınıza atfettiğiniz roller, hem kendileri hem de kardeşleri üzerinde etkilidir.
Ebeveynler, çocuğunun egosunu yükseltmek, çocuğuyla kendi egosunu yükseltmek, geçmişten gelen zayıflık dürtünüzü çocuklarınızla kapatma isteğiniz ya da her birinin bir alanda iyi olma isteği nedenleriyle çocuklarını belirli rollere sokmaya çalışıyor olabilir.
Bir tek ebeveynler değil, çocuklar da kendilerini belirli rollere sokuyor ve bu rollerin getireceği sonuçların farkındalar. Kendini başarılı olarak nitelendiren bir çocuk, kardeşine başarısız damgası yapıştırdığı zaman otomatik olarak kardeşi başarısız olmaya başlıyor. Ailede, roller damgalandıktan sonra çocuklar o rollerden başka bir şey olamayacaklarını düşünüyor olabilir.
Ebeveynler çocuklarını belli rollere koydukları zaman, çocuklar kendini kardeşine göre tanımlama eğilimine giriyor. Ve çocuklar arasındaki ilişki artık eskisi gibi olmuyor.
Çocukları sınırlamak ve belli rollere koymak, onların kendilerini gerçekleştirmesini, kendini tamamıyla keşfetmesi ve fark etmesini engeller. Çocuklarınızın ikisinin de piyano çalmaya başladığını ama birinin çok yetenekli ve başarılı olduğunu düşünün. Hemen diğer çocuğunuzu başka bir şeye yönlendirmeye, kardeşinin daha başarılı olduğunu söylemeye girişirsiniz. Oysa belki çocuğunuz başarılı olmasa bile piyano çalarken mutlu.
Çocuğunuz yetenekli ve başarılıysa elbette bunu desteklemelisiniz. Fakat diğer çocuğunuzu engellemek ona yapacağınız kötülüklerden biridir. Herkesin belli bir alanda çok başarılı olmasını ya da başarısızsa onu yapmayı bırakması gerektiğini düşüncesinin yanlış olduğunu kabullenin.
Çocuklarınız ortak bir şeyle ilgilenirken saldırganlaşabilir ve kavga çıkabilir. Saldırgan çocuğa kızmak, onu cezalandırmak, kötü söz söylemek yerine dikkatinizi zarar gören çocuğunuza verin ve onunla ilgilenin. Diğer çocuğunuza ise, ‘İnsanlara vurulmaz, bir şeyi istediğin zaman bunu konuşarak dile getirmeyi öğrenmelisin.’ diyebilirsiniz.
Çocuklarınızı belirli kalıplara koymak, onlar hakkında yanlış yargılara varmanıza neden olur. O yüzden, çocuklarınıza koyduğunuz kalıplarla değil, olmalarını istediğiniz şekilde davranmak daha iyi bir yaklaşım olacaktır. Çocuklarınıza onlara verdiğiniz rollerle bakmamaya başladığınız, onlardan farlı davranışlar talep ettiğiniz ve onlara sorumluluk verdiğiniz zaman çözüme daha kolay ulaşırsınız.
Çocuklarınızı farklı roller kazanmaya teşvik etmelisiniz. Onlara koyduğunuz kalıpların tam tersi gibi onlara yaklaşmaya çalışın. Bu, çocuklarınızın kendine güvenlerini artırmalarına yardımcı olacaktır. Değişim bazen zor gibi görünebilir ama istikrarlı davranmanız gerekir.
Çocuklarınızın kavga ettiğini varsayın. Çocuklarınızdan biri diğerine zorbalık yapıyor. Ona kavgacı ya da haylaz olduğunu söylemek yerine, ‘Kardeşine vurmak yok. Kardeşine vurmadan da ona isteklerini söyleyebileceğini biliyorsun.’ deyin. Kardeşleri, çocuğunuzun kavgacı olduğunu söylüyorsa, ‘İsteklerini nazikçe söyleyebileceğini biliyor.’ diyebilirsiniz. Çocuğunuz kendini kavgacı rolüne sokmuşsa, ona ‘Kavga ile değil de daha nazik bir şekilde sorunu nasıl çözebileceğini biliyorsun.’ deyin.
Çocuklarınızı ne sizin ne kardeşinin ne de çevrenin belirli bir kalıba sokmasına izin vermeyin. Kardeşinin oyuncağını izinsiz alan çocuğunuza, ‘Her zaman izinsiz bir şeyleri alıyorsun.’ demek yerine, ‘Kardeşin oyuncağını istiyor.’ deyin. Diğer çocuğunuz her şeyi izinsiz aldığını söylüyorsa, onun tam tersi söz dinleyen bir çocuk olduğunu vurgulayın.
Eğer bir çocuğunuzu problem çocuk olarak görmeye başladıysanız, problem çocuk daha da problemli olarak görünmeye başlar. Ebeveynler bu duyguyla beraber problem görmedikleri çocuktan daha fazla şey talep etmeye başlarlar. Problem olmayan çocuğun gereksinimleri görmezden gelinmeye başlar böylelikle problemsiz gibi görünen çocuk kardeşine öfkelenmeye başlar.
Problem çocuk olarak gördüğünüz çocuğunuzun yapamadıklarına değil, başarılı olduğu noktalara odaklanmalı ve yapamadıkları konusunda onu cesaretlendirmelisiniz.
Kavga Anında Nasıl Müdahale Etmeliyim?
Her ebeveyn, çocuklarının gün içinde sürekli kavga ettiğinden yakınır. Çoğu ne yapacağını bilemez ve genellikle kızar. Çocuklarım kavga ettiğinde ne yapmam gerekir? Bu sorunun cevabı aslında çok basittir. Görmezden gelmek ve karışmamak. Kavgalarının dışında kalıp, onları çözüm yolu bulmaya zorlamak. Her müdahalenizde ister istemez taraf seçmiş gibi olacaksınız ve çocuklarınız sorunu onlar için çözen birinin olmasına alışıp ilerleyen zamanlarda olaylarla başa çıkma yeteneğine sahip olamayacak.
Çocukların kavga etmesinin ve kardeşlerine sataşmasının birçok farklı sebebi olabilir. Bazen başka birine sinirlenmelerinin yarattığı duygulardan bazen yapacak bir şey bulamadıklarından bazen de kendilerine karşı öfkelerini geçirecek bir şey bulamadığından kavga ederler.
Çocuklarınız kavga ettiklerinde onlara kızıp bir an önce kavgayı bitirmelerini söylemek ya da bir çocuğun tarafını seçip diğerine istediğini vermemek doğru yaklaşımlar değildir. Bu tarz yaklaşımlar, hem çocuklarınızın kendilerini kötü hissetmelerine hem de sorunla başa çıkmayı öğrenememelerine neden olur.
Kavga sırasında yapmanız gereken çok daha farklı yöntemler vardır. Çocuklarınızın hissettikleri öfke, kızgınlık gibi duyguları anladığınızı onlara hissettirin ve söyleyin. Her çocuğunuzu sırayla, diğerinin araya girmesine izin vermeden dinleyin. Uğraştıkları sorunun onlar için zorlayıcı olduğunu dile getirin. Bu soruna beraber bir çözüm bulabileceklerini ifade edin. Ve çocuklarınızı yalnız bırakın.
Kavgaları birbirlerine zarar verecek boyuta gelebilir. Böyle anlarda çocuklarınızın şu an nasıl göründüğünü onlara tarif edin, anlatın. Sakinleşmeleri ve uzaklaşmaları gerektiğini onlara söyleyin. Bir çocuğunuz diğer çocuğunuza zarar veriyor, rencide ediyor ya da taciz ediyorsa buna hemen müdahale etmeniz gerekir. Evde kimsenin kimseyi incitmesine izin verilmeyeceğini onlara iletin.
Çocuklarınız sözlü çok ileri gitmeyen münakaşa yaşadıklarında görmezden gelin, tepki vermeyin. Kendinizi telkin edin, sizin için güzel olan zamanları, tatilde ne yapacağınızı, çocuklarınızın deneyim kazanacağını düşünün. Durum karmaşıklaşmaya başladığı zaman, müdahale edin, duygularını yansıtın ve sorunu çözmeleri için onları yalnız bırakın. Kavga tehlikeli bir yere doğru gittiğinde çocuklara bu durumun gerçek mi yoksa oyun mu olduğunu sorun. Durum tehlike boyutuna geçtiyse, çocuklarınızın kavgasını onlara tarif edin ve onları hemen birbirinden uzaklaştırın.
Çocuklarınız siz elinizden geleni yapsanız bile direnç gösterebilir. Uzlaşamayacakları ya da belli bir karara varamayacakları durumlar olabilir. Böyle zor bir durumda, toplantı düzenleyeceğinizi açıklayın, herkesin uymak zorunda olacağı bir kural belirleyin. Çocuklarınızın duygularını, düşüncelerini, kaygılarını yazın ve tekrar edin. Çocuklara bu duyguları algılamaları için süre verin. Sorun ile ilgili bütün çözüm yollarını kağıta yazın. Kabul edilebilir çözümleri seçin.
Çocuklarınız bir şeyi paylaşamadıklarında onların duygularını ve düşüncelerini birbirine yansıtmalı, birbirlerini anlamlarını sağlamalısınız. Ve onları kendi haline bırakıp paylaşamadıkları şey ile ilgili sorunu kendilerinin çözmesine yardımcı olmalısınız. Böyle yaparak çocuklarınıza karar verme hakkı tanımış olursunuz ve özgüveninin gelişmesine yardımcı olmuş olursunuz.
Çocukların kavgalarına müdahale etmeyerek onların ilerde kendi problemlerini çözmelerini fırsat tanımış oluyorsunuz.
Çocuğunuz kardeşiyle ilgili bir konuda sizden yardım istediğinde sorunu tanımlayın, sorunla ilgili kuralı belirleyin, uzlaşma yapmalarına yardımcı olun ve onları yalnız bırakın.
Paylaşmak, çoğu çocuk için zorlu olabilir. Onlara görevler vererek, paylaşmanın anlayışlı olduğunu onlara göstererek, onların duygularını paylaşmasına izin vererek, kardeşiyle siz söylemeden bir şeyini paylaştığında sözünüzle ona destek vererek kardeşiyle paylaşma olasılığını artırabilirsiniz.
Büyük çocuğunuz, küçük çocuğunuza baskı uyguluyor ve ondan faydalanmaya çalışıyorsa endişelenmeyin. Küçük çocuğunuz büyüdüğü zaman bu baskının farkına varacaktır.
Çocuklarınız sürekli birbirlerini şikayet ediyor olabilirler. İşe şikayetlerinin nedenlerini bularak başlayabilirsiniz. Çocuğunuzun kardeşini sadece şikayet etmiş olmak, kardeşini zor duruma sokmuş olmak için mi yoksa gerçekten yardıma ihtiyacı olduğu için mi size kardeşini şikayet ettiğini anlamalısınız.
Çocuklarınız ısrarla yanı başınızda kavga etmeye devam ediyorlarsa, sorunun önemli olduğunu fakat dinlenmeye ve sessizliğe ihtiyacınız olduğunu, başka bir yerde uzlaşmaya çalışmalarını söyleyebilirsiniz.
Çocuklarınız bir konuda uzlaşamadıklarında yazı tura atmak ya da oylama yapmak, onların duygularını önemsemediğiniz sonucunu çıkarmalarına neden olabilir.
Eğer çocuklarınız, tüm bu tavsiyeleri doğru yapmanıza rağmen hala birbirlerinden nefret eder gibi davranıyor, kıskaçlık yapıyor ve birbirlerini taciz ediyorlarsa bir uzmana danışmak sizin için iyi bir seçenek olabilir.
Öneriler
Çocuklarınızın birbirlerine rakip olmaması için, bebeğiniz doğduğundan itibaren diğer kardeşleriyle iyi anlaşmaları, birbirlerini sevmeleri için elinizden geleni yapın. Eğlenceli aktivite yaptıkları zaman beraber eğlenmenin önemini vurgulayın. Çocuklarınızın beraber yaptıkları aktivitelerden çevrenizdeki insanlara bahsedin. Çocuğunuzu kardeşinden yardım istemeye teşvik edin. Onlara kardeşine sahip olduğu için şanslı olduğunu söyleyin. Herkesin eğleneceği ortak etkinliklere vakit ayırın.
Çocuklarınızın kavga ederlerken ağladıklarını duyduğunuzda onlara tek başlarına halledip halledemeyeceklerini sorun. Ortaklaşa yaptığı işlerde çok iyi olduklarını vurgulayın. Çocuklarınızın sahip olduğu kişisel eşyalara saygı gösterin, evdeki ortak eşyaları ve kişiye özel eşyaları belirleyin ve kişiye özel eşyalar için izin alınması gerektiğini söyleyin, kişisel eşyalar için tablo hazırlayıp eşyaların üzerine izin alarak kullanılmaları gerektiğini hatırlatan bir yazı koyabilirsiniz.
Çocuklarınızı cezalandırmaktan kesinlikle kaçının. Bu çocuklarınızda cezanın doğru bir yöntem olduğu algısını yaratabilir. Çocuklarınıza sorunu çözmek için teklifler götürün. Çocuğunuzun sorunu nasıl algıladığını anlayın, çocuklarınızı anladığınızı ifade edin. Sorun hakkında çocuğunuzla durumu değerlendirin. Değerlendirmelerini bir kağıda not alın.
Çalışan anne babaların çocukları çalışma saatlerinden dolayı genellikle belli bir süre evde tek başına oluyorlar. İster istemez iletişim kurmaları, tek başlarına sorunla baş etmeyi öğrenme ihtimalleri yükseliyor. Çocuklarınızı, duygu ve düşüncelerini kardeşlerine söylemeye ya da yazmaya teşvik edin. Eğer çok karmaşık bir durumsa, olayı olmamış gibi düşünüp tüm olayı baştan kurgulayın.
Çocuklarınızdan biri çok mutluyken biri çok mutsuz olabilir. Çocuklarınızın karşıdakinin duygularını önemsemenin önemli olduğunu göstermek için duygu renkleri kartları hazırlayabilirsiniz. Her bir rengi bir duyguyu gösterdiği kartlar işinize yarayacaktır.
Çocuklarınız arasında olumlu duyguların gelişmesine ve daha iyi anlaşmalarına yardımcı olmak istiyorsanız, günlük ya da haftalık her çocuğunuza telefonun ya da diğer insanların sizi bölmeyeceği belli bir zaman aralığı ayırın. Her çocuğunuza ayrı zaman aralığını seçin ve sadece çocuğunuzla ilgilenin. Çocuğunuzla vakit geçirirken kardeşinden bahsetmeyin, bu, çocuğunuzun aklınızın kardeşinde olduğu sonucunu çıkarmasına sebep olabilir. Çocuklarınıza yaş sıralamalarıyla hitap etmeyin ve buna bağlı görevler yüklemeyin.
Çocuklarınız hiç anlaşamadıkları bir döneme girmiş olabilir. Ailecek yapılan aktiviteler size çok hoş görünebilir ama çocuklarının daha da uzaklaşmasına sebebiyet verebilir. Ailecek aktiviteler yerine anne bir çocukla baba diğer çocukla zaman geçirebilir.
Çocuklarınızın birbirlerinin iyi yanlarını, sevdikleri özelliklerini birbirlerine söylemelerine destek verin. Düzenli aile toplantıları düzenleyerek sorunları, yaşanan olayları ailecek gözden geçirin.
Çocuklarınızı birbirlerini sevmeleri ve anlaşmaları için zorlamaktan vazgeçin. Onların duygularını önemseyin ve olabildiğince karışmamaya çalışın. Unutmayın, ne yaşarlarsa yaşasınlar onları birleştirecek güce sahipler.
Oyun Terapisi ve Oyun Terapisinin çocukluk dönemi sorunlarındaki etkileri hakkında detaylı bilgi için ‘ Oyun Terapisi Nedir? Faydaları Nelerdir? başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Erken dönemde Pedagog desteği almanın önemi hakkında detaylı bilgi için; Çocukluk Döneminde Alınan Pedagog Desteğinin Pozitif Etkileri başlıklı yazımızı okumanızı öneririz.
Bebeğinizle ilgili Ankara’da destek alabileceğiniz pedagog listesi için tıklayınız.
Bebeğinizle ilgili Konya’da destek alabileceğiniz pedagog listesi için tıklayınız.
Bebeğinizle ilgili Antalya’da destek alabileceğiniz pedagog listesi için tıklayınız.
Write a Comment